Fenerbahçe’nin Kötü Tekrarı

Fenerbahçe 30 Eylül tarihinde oynadığı UEFA Avrupa Ligi maçında kendi sahasında Olympiakos’a karşı 3-0 gibi ağır bir mağlubiyet alırken gösterdiği kötü performansla da taraftarın tepkisini çekti. Bununla birlikte en son 2013 senesinde oynadıkları Şampiyonlar Ligi Play-Off turu müsabakasında İngiliz devi Arsenal’e kendi sahasında 3 farklı mağlup olan Sarı Lacivertliler 8 sene sonra kötü bir senaryoyu tekrar etmiş oldu.

Fenerbahçe’nin Vasatı Düşerse

Hatayspor deplasmanında gösterdiği performansla sezonun en iyi galibiyetlerinden birisini alan Fenerbahçe’nin Olympiakos karşısında iç saha avantajıyla da birlikte puan veya puanlar alması herkesin beklentisiydi.

İstatistiklere bakıldığında baskılı da oynadığı anlaşılan Fenerbahçe’nin ilk olarak maçın daha başlarında yediği gol dengesini bozdu ve ilk yarı 1-0 geride bitti. İkinci yarıda da baskılı başlamasına rağmen Olympiakos’un ataklarını kalesinde gol olarak gören Fenerbahçe’de sezon başından bu yana bazı maçlarda etkisi hissedilmeyen çok önemli problemler var.

Bunlardan ilki, basın toplantısında Vitor Pereira’nın da işaret ettiği Avrupa Ligi’nde ilk golün kilit olması durumu. Maç içerisinde ilk golü yiyen Fenerbahçe takımı hem mental olarak oyundan düşmeye başlıyor, hem de oyunu çevirmek konusunda ümit vermiyor. Bu sorunun en temel nedenlerinden bir tanesi Fenerbahçe’nin hücum hattında gerçekten kilit oyuncu sorumluluğunu alacak oyuncunun olmaması veya en iyi ihtimalle Enner Valencia olması.

Bu eksikliğe bir de kanatlara baskı eklendiği takdirde Fenerbahçe hücum hattı çok sabit bir hal alıyor ve rakip savunmaya problem çıkaramıyor. İkinci en büyük problem ise Fenerbahçe’nin kadrosunda ikinci ve üçüncü bölgede görev alan oyuncuların birçoğunun vasat veya vasat üstü oyuncular olması.

Eğer bir takım bu tür oyuncularla kadro kurduysa bu oyuncuların istikrarlı olarak ortalama veya ortalama üstü bir performans göstermesini hedeflemek durumunda ve en azından Olympiakos maçında da bu oyuncuların ve hatta takımın en güvenilir oyuncularından biri olan Attila Szalai’nin dahi iyi olmayan bir performans gösterememesi bu tür bir mağlubiyete neden olur.

Teknik Direktör Tercihleri

Çok acı bir şekilde neredeyse çoğu Avrupa maçında deneyimlediğimiz farklılıklardan bir tanesi de fizik kalite farklılığı olarak görünüyor. Ligin açık ara en iyi stoperlerinden biri olan Kim-Min Jae’nin dahi Olympiakos maçında fizik avantajını kaybettiği birçok pozisyona denk geldik ve bu tesadüf değildi.